
Herkese güzel bir hafta dilerim. Geçtiğimiz hafta iş nedeni ile Karadeniz'e bir yolculuk yaptım. Bu kısa süreli gezide denediğim lezzetler ile ilk defa tanıştığım bazı tatları sizlerle paylaşmak istiyorum. İlk durağım olan Artvin'de sabah kahvaltısında ilk defa meşhur Kuymak'ı denedim. Peynir ve mısır unu çok az su ve tereyağı ile beğendi kıvamına gelene dek tavada karıştırılarak pişiriliyor.Kuymak kustuğunda yani yağını saldığında piştiği anlaşılıyor. Her öğünde yenilebilen kuymak özellikle sabah kahvaltılarında nefis bir tat oluyor.

Artvin'de sabah kahvaltısında meşhur Artvin balının yanında çeşit çeşit Artvin'in kokulu peynirlerini mutlaka tadınız.

Artvin'den son lezzet nefis Silor. İnce boru şeklinde kıvrılarak 4-5 cm eninde kesilen yufkalar fırında kavrularak kurutuluyor. 1 yıl boyunca saklanabilen bu yufkalar bir kaba alınıyor üzerine kaynar su gezdirildikten sonra bir kat yoğurt dökülüyor ve üzerine tereyağı gezdirilip sofraya getiriliyor. Harika sıcacık pide ve Karadeniz çayı ile anında mideye indiriliyor.

İkinci durağım Trabzon'da Hamsiköy'ün meşhur sütlacını denedim ve bu sütlacın üzerine sütlaç olmadığını anladım. Bir porsiyonu sade, bir porsiyonu fındıklı yemenizi öneriririm.


Çorum'a giderseniz sevdiklerinize mutlaka beyaz leblebi, sarı leblebi, ballı susamlı fıstık ve çikolatalı leblebi getirmeyi unutmayınız. Çorum'da özellikle beyaz leblebiye hayran kaldım bizim İstanbul'da yediğimiz beyaz leblebiyle hiç alakası yok bu leblebi daha tuzsuz daha yumuşak ve tabi ki çok daha lezzetli.

Ordu'da akşam yemeğinde yediğim Fasulye turşu kavurması ve

fasulye diblesi nefisti.

Gümüşhane 'de tattığım cevizli pestil (Taze dut, toz şeker, bal, süt, un, ceviziçi, ) cevizli köme (Taze dut, toz şeker, bal, süt, un, ceviziçi ) ve yöre ballısı (cevizli dut pestilinin, bal ile rulo şeklinde sarılmasından oluşuyor) soğuk havada bana enerji ve mutluluk verdi.

Gümüşhane'nin tamamen doğal olarak hazırlanan bu özel tatlarını mutlaka denemenizi öneririm

Gümüşhane'de "pestil herle"sini ilk defa tattım. Aşure ile zerde arası bir tadı olan bu tatlı hem çok lezzetli hem de çok hafif. Dut pekmezinden yapılan ve sıcak olarak tüketilen herle dut pestili şırası kaynatılarak içine bal, süt, un ve su ilave edilip yarı akışkan bir halde hazırlanıyor ve üzerine dövülmüş fındık serpilip ikram ediliyor. Bu harika ve sağlıklı tatlıyı hava çok soğuk olduğundan hemen yedim ve fotoğrafını çekemedim.(Bu fotoğrafı Gümüşhane.gen.tr'den aldım)

Son olarak Kastamonu'ya uğradım ve Kastamonu'nun meşhur Çekme Helvası ile tanıştım. Bu güzel helvanın bir de hikayesi varmış. Çok eski tarihlerde Kastamonu'da yaşayan bir Bey’in, güzel bir kızı varmış. Kızını çok seven bu Bey kızına en uygun damadı seçmek için damat adaylarını bir imtihana tabi tutmaya karar vermiş. Evin kahyası Bey'e bu imtihanla ilgili güzel bir fikir vermiş. "Damat adayları öyle bir tatlı yapsınlar ki bu tatlı Bey'in kızının saç telinden ince olsun. Sen de kızını o kişiye ver " demiş. Bu fikir Bey'in çok hoşuna gitmiş. Kastamonu ’nun dört bir yanına haberler salınmış. Haberi duyan bütün Kastamonu delikanlıları, tatlılarını yapıp Bey'e getirmişler. Bey tatlıları beğenmemiş. Abdulsamet isminde bir genç varmış. O da kızı alabilmek için başlamış annesiyle helva yapmaya. Bey 'in kızının aşkıyla başlar yoğurmaya, yoğurdukça, aşk ateşi tel tel yapar helvayı ve meşhur Kastamonu Çekme Helvası ortaya çıkar. Bey çekme helvayı çok beğenir. Kızının saçları kadar ince, bir o kadar da lezzetlidir. (Kastamonu'daki lezzetler bu kadar değil ama onları ayrıca başka bir postta yayınlayacağım. )
Ülkemizin her yerinde ayrı bir tat ayrı bir lezzet var bunların çoğunu ne yazık ki bilmiyoruz umarım tüm bu güzel tatlar hakettikleri bilinirliğe ulaşırlar.
AFİYET OLSUN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder